Tüm mesajlarınızı 'motoroglu@hotmail.com' adresine de iletebilirsiniz.
 


UN
Buğday Unu ;

Dünyada yetişen 14 buğday türünden sadece 3 tanesinin ekonomik önemi vardır.Bu türler ,

Tr. Aestivum Ekmeklik Buğdaylar

Tr. Compactum Bisküvilik Topbaş Buğdaylar

Tr. Durum Makarnalık Buğdaylar

Bunlardan en çok yetiştirileni ve Ekmek yapımında kullanılanı Tr. Aestivum adı verilen ekmeklik buğdaydır.En önemli özelliği , bu türe ait buğday unlarının ekmek yapımında beklenen kimyasal ve fiziksel gelişimleri sağlıyor olmasıdır.Tane sertliği ve protein miktarları tür içinde geniş bir şekilde değişmektedir.İklim ve toprak şartları ekmeklik buğdayların kalitesi üzerine önemli etki yapmaktadır.Buğday Ununun Bileşenleri ;Gluteni oluşturan özellikler;

Buğday tanesinin dış kısmı , insan sindirim sistemi tarafından kullanılmayan maddeler ihtiva eder ve bunlar selüloz ve pentozan olarak adlandırılırlar.selüloz ve pentozanların ekmek üretim prosesi açısından önemli olan aşağıdaki özellikleri vardır.

Selüloz ve pentozan büyük miktarda su emerek şişerler
Hamur yoğurma aşamasında büyük oranda su emerler.Bundan dolayı esmer renkli unlar daha fazla su kaldırırlar.

Su emme aşamasında pentozanlar jel oluştururlar.
Fazla oranda buğday kepeği ihtiva eden unlar ile yapılan hamurlar yapışkan ve rutubetli olup uzamaları azdır.Bunun sonucu olarak hamurların fermantasyon toleransı ve gaz tutma kabiliyeti azalır , ekmekler daha küçük hacimli olur.
Toz ve kuru görünümüne rağmen buğday unu önemli sayılabilecek miktarda rutubet içerir.Ancak bu rutubet miktarı çok olursa aşağıda belirtilen istenmeyen durumlar oluşur.

Unda topaklanmalar oluşur
Bu topakların giderilmesi için gerekli eleme işlemi zaman ve bir miktarda un kaybına neden olur.
Kısa sürede küflenme görülür
Un ve ekmeklerde küf kokusu hissedilir.

Unun haşeratlanmasına neden olur
Unun haşerelerden ayıklanması ek maliyetler oluşturur.

Unun kendi enzimleri tarafından parçalanmasına neden olur

Unda eriyebilir şeker miktarı yükselmeye başlar.Bu işlemin aşırı olması durumunda hamurun fermantasyon toleransı ve gaz tutma kabiliyeti azalarak ekmek kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Diğer taraftan rutubetli una ödenen paranın bir bölümüde su için verilmiş olur.

Buğday unu % 1 - 2 oranında yağ içerir.Esmer renkli unlar beyaz renkli unlardan daha fazla yağ içerirler.Yağların gluten elestikiyeti üzerine olumlu etkileri vardır.Bu nedenle buğdaydaki yağın ekmek kelitesine olumlu etkisi vardır.

Buğday unu yakıldığı zaman geriye yanmayan ve mineral adı verilen bir kısım kalır.Esmer renkli unlardaki mineral madde miktarı beyaz unlara göre daha fazladır.Bu oranın yüksek olması arzu edilen bir özellik değildir.
Buğday unundaki nişastayı dextrin , malt şekeri ve dextroza amilaz enzimi parçalar.Malt şekerini dextroza maltaz enzimi parçalar.Amilaz ve maltaz enzimleri unundepolanması esnasında fazla etkili değillerdir.Ilık ve su içeren hamurda nişastayı şekerlere parçalayarak mayanın fermantasyonu için gerekli maddeleri hazırlarlar.Fermente olmamış şekerler ise ekmek kabuğunun rengini etkiler.Un proteinlerini proteaz enzimi parçalar ve gluteni zayıflatmış olurlar.Kaliteli unların gluteni belli miktardaki proteaz enzimi faliyetinden etkilenmezler.Ancak zayıf unların elastikiyeti olumsuz yönde etkilenir ve gazları tutamazlar.Ekmekler küçük hacimli ve iri gözenekli olurlar.

Buğday Ununun Nitelikleri : Ekmek kalitesini doğrudan etkilemesi açısından un niteliklerinin bazıları şöyledir.Un Parçacıklarının Büyüklüğü ;Zedelenmiş Nişasta Miktarı ;Kül Miktarı ;Protein Miktarı ve Kalitesi ;Diastatik Aktivite ;Su Kaldırma ;

ın içeriği Bir undan belirli kosistenste hamur elde etmek için una katılan su miktarına o unun % su kaldırması denir.Her çeşit ekmek yapımında çok önemli bir faktördür.ekonomik açıdan fırıncılar unun fazla su kaldırmasını arzu eder.Unun su kaldırması üzerine en çok protein miktarı etkilidir.Un proteininin gluten kısmının su kaldırma yeteneği sabit olup , kuru gluten kısmının 2,8 katıdır.Zedelenmemiş sağlam nişastanın su kaldırma yeteneği normal hamur sıcaklığında 27 oC de sabit olup nişasta ağırlığının % 35'i kadardır.Un parçacıklarının büyüklüğü ile su kaldırma arasında bir ilişkinin bulunmadığı bilinmektedir.Eğer zedelenmiş nişasta miktarını artırmadan un zerreleri küçültülürse su kaldırma miktarı değişmemektedir.Genel olarak protein miktarı fazla ve gluten kalitesi iyi olan unların daha fazla absorbe ettiği kabul edilmektedir.Su kaldırma % 2 oranında değiştirilen hamurdan elde edilen ekmek hacmi , gözenek durumu ve ekemek içi yapısında bir farklılık olmadığı belirtilmektedir. Unlarda öz proteinlerinin nicelikleri ve nitelikleri yanında hamur fermantasyonu için gerekli şekeri oluşturan amilaz enzimlerinin aktivitesi ekmek kalitesine önemli etki yapar.Düşük veya çok yüksek amilaz enzim aktivitesi olan unlardan yapılan ekmeklerde kusurlar ortaya çıkar.Özellikle öz kalitesi orta veya düşük unlar ile yapılan ekmeklerde enzim yetersizliğinin etkisi daha belirgindir.Zira iyi bir ekmek elde edebilmek için önce yüksek hamurda yeterince gaz oluşturabilmeli ve bu gaz en yüksek düzeyde hamurda tutulabilmelidir.Ekmek yapımında amilazların etkisi yoğurma , fermantasyon ve pişirme işlemleri sırasında önemli olarak devam eder. Enzim miktarı yetersiz olduğunda karbondioksit gazı oluşumu artar kabuk rengi istenilen seviyede , ekmek içi gözenek yapısı iyi olur.Hamurun gaz tutma kapasitesi ve ekmek hacmi artar.Fazla enzim aktivitesi ise ekmek içinin yapışkan , gözeneklerinin çok küçük olmasına ve düşük ekmek hacmine sebeb olmaktadır. Unların ekmeklik kalitesini belirlenmesinde kullanılan en önemli nitelikler protein miktarı ve kalitesidir.Protein miktarının fazla olmasından çok niteliğinin ekmek yapımına uygun olması önemlidir.Buğdaydaki proteinlerden gliadin ve glutenin hamurda oluşturduğuöz adını verdiğimiz gluten maddesi , hamurun iskeletini teşkil eder ve mayalar tarafından oluşturulan gazı tutarak hamurun kabarmasını ve ekmeğin meydana gelmesini sağlar.Protein miktarı aynı olan unların hamur ve ekmek nitelikleri farklı olabilmektedir.Ekmek kalitesi üzerinde gluteni oluşturan basit proteinlerden glutenin fiziki özelliğinin gliadininkinden daha etkili olduğu belirlenmiştir.Undaki madeni maddelere kül adı verilir.Undaki kül miktarı o unda saf un külü ile karışan kepek tozu toplamıdır.Bu değer saf una karışan kepek tozu oranını belirtmesi sebebi ile önemli bir ölçüdür.Aynı zamanda bir unun randımanı veya % un veriminin belirlenmesinde hemen her ülkede kabul edilen bir kriter olup unların sınflandırılmasında kullanılmaktadır. Öğütme sırasında undaki nişasta taneciklerinin karşılaştıkları basınç sebebi ile zedelenmeleridir.Normal olarak ekmeklik unlarda değirmende öğütme sırasında yaklaşık % 4 oranında nişasta zedelenmesi meydana gelir.Zedelenmiş nişasta miktarı arttıkça amilaz enzimlerinin çalışma süresi uzar , fermantasyon süresi kısalır , hamurun makinalarda işleme kabiliyeti azalır, ekmek içi yapışkan olur.Zedelenmiş nişasta miktarının az olduğu unlarda ise amilaz çalışması kısa sürede durur.Özellikle son fermantasyon safhasında hamur kabarmaz , ekmek hacmi küçük ve basık olur. Normal olarak un parçacıklarının büyüklüğü1 - 150 mikron arasında değişir.Un zerreciklerinin boyutları küçüldükçe , yüzeyin büyümesi sebebi ile unun su kaldırması artmakta ve hamur yağurma süresi kısalmaktadır.Bir unda parçacıkların % 50 den fazlasının 75 mikrondan büyük olması ekmekçilik niteliği bakımından uygun olduğunu gösterir.Zira çok ince unlarla yapılan hamur kendisini kısa sürede salar , yoğurma ve fermantasyon toleransı kısa ve gaz tutma yeteneği azdır.İri parçacık yüksek olan unlarda ise yoğurma süresi artar , fermantasyon süresi uzar , hamur sert ve zor kabatan bir yapıda olur , ekmek hacmi küçüktür.

Suda erimezler ,

Şişme özelliği vardır ,

Şiştikleri zaman birbirlerine bağlanırlar ,

Şiştikleri zaman elastikleşirler ,

Şiştikleri zaman gaz tutabilirler ,

Isıtıldıklarında yapı değiştirip sertleşirler ,

Glutenin ekmek üretimi üzerine etkileri ;

Hamur yoğurma aşamasında ağırlığının iki katı su emer ,

Hamura elastik bir yapı kazandırır

Fermantasyon gazlarını hamur içersinde tutarak hamurun hafif ve gözenekli bir yapı kazanmasını temin eder ,

Pişme esnasında ekmeğin esas yapısını oluşturur.

Ekmekteki Nişasta (KH'ların) özellikleri ;

Buğday Nişastası soğuk suda erimez ,

Nişasta 60oC - 88oC arasında jelleşerek bünyesine suyu bağlar.

Kuru nişasta sıcakta parçalanabilir ,

Ekmekteki Nişastanın ekmek yapımına etkileri ;

Nişasta hamurda katı durumda bulunur ,

Nişasta suyun hamur yüzeyinde birikmesine neden olur ,

Parçalanma ürünleri şekerlerdir ve bu şekerler fermantasyon ve ekmeğin rengi için önemlidir.

Pişirme esnasında ekmek yüzeyinde dextirinler meydana gelir.Isı ile önce sarımsı daha sonra da kahverengi bir renk kazanır.Yoğunlaşan buharlar ve fırına buhar verilmesi sonucu bu dextrinler parlak bir görüntü kazanır.

Buğday ununa bakıldığı zaman beyaz ve homojen bir yapı içerdiği kanaatine varılır.Aslında buğday unu çok sayıda bileşenden meydana gelmekte ve her bileşeninde unun ekmeklik vasfı üzerine etkisi bulunmaktadır.Her buğday unu diğerine göre farklılık gösterebilmektedir.Buğdayın en büyük bileşeni nişastadır.Kuru ve toz yapıda olmasına karşın buğday ununun su oranı oldukça yüksektir.Buğday ununun protein kısmı bir çok farklı özelliklerdeki proteinlerden meydana gelmektedir.Buğday ununun ekmeklik özelliğindeki değişiklikler daha çok proteinin miktar ve kalitesindeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.Buğday unu proteinlerinin büyük bir bölümü hamurda gluten (öz) oluşturma özelliğine sahiptir.Diğer kısmı ise hamurda sıvı hale geçmektedir.Teknik açıdan sadece gluten oluşturan proteinler önemlidir ve bunların özellikleri ile etkileri şöyle sıralanabilir.Yabancı maddelerden temizlenmiş ve tavlanmış buğdayların (TS 2974) tekniğine uygun olarak öğütülmesiyle elde edilen üründür.Buğday kalitesi ile öğütüldüğü unun kalitesi arasında sıkı bir ilişki vardır.Bu nedenle un miktarının saptanması için buğdayın kalitesinin bilinmesi gerekir.

 

EKMEĞİN TARİHÇESİ 


Ekmek kadar tarihi eski ve insanlık tarihinin akışı ile yakından bağlantılı bir gıda maddesi bulunmamaktadır.Kazılarda ortaya çıkarılan dünyanın en eski fırını M.Ö. 4000 yılına aittir.Bu yıllarda Babilde ekmeğin bilindiğini göstermektedir.Yine kazılarda bulunan taştan bir levha bize dünyanın en eski fırıncılığına ait bilgiler vermiştir.Buna göre M.Ö. 4300 yıllarında değirmencilikle yıllarında değirmencilikle fırıncılık zanaatıyla uğraşıldığı anlaşılmaktadır.Eski Mısırlılarda tahıl ile ekmek doğumdan ölüme kadar her olayda törene giren en önemli madde ve ekonomik hayat ve refaha katkısı en büyük nimet olarak kabul edilmekteydi.

Ekmek mayasının keşfi ise;M.Ö. 1800 yılı civarında raslantı sonucu hamurun bekletilmesi ile olmuştur.Bununda sonucu olarak ortaya çıkan mayalanmış , gözenekli ve hafif ekmeğin daha iyi sindirildiği ve lezzetli olduğu görülmüştür.Hamur fermantasyonunun Mısırlılar tarafından geliştirildiği tespit edilmiştir.Ekmekçiliğin fermantasyon tekniği ile Akdeniz bölgesinde Mısır ve İsraildwn yayıldığı da bilinmektedir.Ülkelerinde arpa ve buğday yetişen Yunanlılar M.Ö. VIII. Yüzyılda Mısır halkından mayalı ekmeği öğrenmişlerdir.Ticari fırınların yapılmaya başlandığı M.Ö. V. yüzyıldan sonra ekmeğin kabarması için bazı karışımlardan istifa edilmeye başlandığı anlaşılmaktadır.Bunlardan bir tanesi şıraya karıştırılmış darıdan yapılan ve uzun zaman saklanabilen bir karışımdı.Bir diğeri buğday kırması ile beyaz şıradan yoğurulan ve üç gün kadar bekletilen bir hamur maya olarak kullanılmaktaydı.M.Ö: 312 yılında Roma'da 254 fırın vardı ve ürün gramajı ve fiyat kanunlarla belirlenmekteydi.Kentlere olan göç nedeniyle buralarda yoğunlaşan nüfus ile birlikte ev ekmeğide yerini giderek fırın ekmeğine bıraktı.Fırıncılar yıllar boyu ekmeği kabartmak için fermantasyona bağlı kaldılar ve bir önceki hamurdan alınan hamurla aşı yapılarak kullanılan ekşi hamur metodu , gün geçtikçe özelliğini yitirmekle birlikte bazı bölgelerde halen uygulanmaktadır.

İstanbulun fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed İstanbul belediye başkanlığına tayin ettiği Hızır Bey Çelebinin ilk icraatı;ekmekçi esnafı temizliğe son derce riayet edecek , hamura asla hile karıştırlmayacak , çıkarılan ekmekten hiçkimsenin şikayetçi olmamasını temin etmek olmuştur.Bursa'nın fethinde Orhan Gazi fermanında ekmeğin üzerine titriyordu.Yine Sultan Beyazıt 1502'de çıkardığı "Kanunname-i ihtisabı Bursa" fermanıyla halkın ekmeğine karşı verilen devlet güvencesi sadece Bursa'da değil bütün Osmanlı ülkesinde uygulanacaktı.Sultan Beyazıt'ın fermanından sonra Karadenizlilerden büyük hamur ustaları çıkmıştır.Evliya Çelebi "Seyahatname"sinde "Tam üç ay bayatlamadan kalabilen ekmekler yapar , bunları deve sırtında İran sarayına bile gönderirler" diye yazmıştı.

MOTOROĞLU UN,kuruluşundan bu yana her zaman kaliteyi ön planda tutarak müşterileriyle arasında büyük bir güven sağlamıştır.
FİRMAMIZ BU YIL 10. YILINI BÜYÜK BİR HEYECANLA VE GURURLA KUTLAMAKTADIR.
Türkiye'nin yıllık un ihtiyacı 11 milyon tondur.Un Fabrikalarının kapasitesi ise 36 milyon ton civarındadır.Yani fabrikalar kapasitelerinin çok altında üretim yapmaktadırlar.Un fabrikası kuracaklara dikkat......
 
Tüm hakları Motoroğlu Un Fabrikasına aittir. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol